PSİKOLOJİK DİRENÇLERİNİZİ ZAYIFLATIN

Gelişmenizi engelleyen unsurların ne olduğunu anlamak aslında bir ilerlemedir. Kafanızın içinde dönüp dolaşan ve hareketlerinizi ablukaya alan cümleleri açıklıyoruz.

Değişimi engelleyen psikolojik dirençlerimizi zayıflatmak için öncelikle bunları belirlemeye çalışabiliriz. Size mani olduğunu hissettiğiniz, hayatınızda tekrarlanan olaylar ve fikirler neler? Örneğin, hep yanıldığınız ya da hiç dinlenmediğiniz sezgisi nereden geliyor? Bu senaryoların tekrarına kişisel katkınız var mı? “Kendi üzerinize uzun bir çalışma yaparak benliğinizi oluşturan programı bulabilir ancak tamamen değiştiremezsiniz. Buna karşılık, programa farklı yanıtlar vermeye karar verebilirsiniz” diyerek açıklıyor Psikanalist Valerie Blanco. Burada bireyin kendi hakkında daha az naif olması, “kendini gözlemleme” sayesinde öğrenmesi söz konusudur. Amaç ise dirençlere rağmen ve hatta onlarla beraber ilerleyebilmeyi öğrenmek.

Bu bilinçsiz tıkanmalara ek olarak, çoğu zaman bilinçli ancak nadiren rasyonel, harekete geçmemek için ürettiğimiz bütün mazeretlerde kendini gösteren birçok korkuyla önümüze engeller koyuyoruz. Bunları aşmanız için ihtiyacınız olan analiz ve ipuçlarını sizinle paylaşıyoruz.

“Ne kazanacağımı değil ama ne kaybettiğimi biliyorum”

İşsizlerin ve asgari maaşla çalışanların sayısının artması, finansal ve sosyal kriz kaygısını yükselten bir gerçeklik. Yine de bu durum bazılarının girişimci ruhunu, bilinmeyene ve maceraya olan ilgisini korumasını önlemiyor. “Bilinmeyenden korkmak, gerçeğin ortaya çıkmasından korkmaktır” diyerek analizine devam ediyor Valerie Blanco. “Biraz daha açmak gerekirse, çarpıştığımız, anlamadığımız her şeyin korkusudur ve bunun mükemmel temsili ölümdür.” Psikolog ve Psikoterapist Cecile Kapfer’e göre bu korku, çoğu zaman kendimizi sorgulamayı reddederek otomatik pilotta yaşama eğiliminde bulunmamız gerçeğiyle şiddetlenir. Psikolog Marie Andersen de aldığımız eğitimin izlerini sürüyor. “İşaretsiz topraklarda yürümeye cesaret etmek, çocukluktan itibaren adım adım öğrenilir. Ama eğer bundan bizi sakınmışlarsa veya bilinmeyenin tehlike kaynağı olduğu aklımıza işlenmişse, kendini değiştirmek için sarf edilmesi gereken çaba dev bir bariyer olarak kalacaktır.”

İpuçları: Cecile Kapfer, kendimizin değiştiğini düşünmüyor olsak bile her şeyin ve aslında kendimizin de değiştiğinin farkında olmamızın önemini vurguluyor. Oluşum sürecindeki her deneyim ve karşılaşma bizi değiştiriyor. Marie Andersen de aynı fikri paylaşıyor: “Kazanmak ve kaybetmek arasında büyük bir sıçrama yapmak zorunda olduğumuz izlenimine sıklıkla kapılırız. Oysa pratikte, iki bölge arasında asla bir uçurum bulunmaz; olaylar karmaşık ve beklenmedik şekillerde iç içe geçişlidir.”

 

Yazının devamı Psychologies.com.tr adresimizde.

Görüntülenme Sayısı:
552
Kategoriler:
Psikoloji

Yorumlar yapılamaz.