“AİLE YEMEKLERİ KÜÇÜK TİYATRO SAHNELERİDİR”

family

Bana nasıl yemek yediğinizi söyleyin, size nasıl bir ailenizin olduğunu söyleyeyim. Sosyolog Jean-Claude Kaufmann, sofralarımıza konuk oluyor ve aile bağlarımızla ilgili ipuçlarını gözlemliyor.

Bazı aileler yemek saatini önemser, bazılarıysa direkt buzdolabından atıştırır; televizyon önünde yemek yiyenler de vardır veya sofrada siyaset tartışanlar. Hep beraber toplanılan, ayrıcalıklı olarak sohbete ayrılan yemek ritüelleri aile bağlarının beslenmesini ve bazen de rahatlamasını sağlar. Sosyolog Jean-Claude Kaufmann bu dönüşüm halindeki ritüellerin güncel durumunu ve aile hayatına dair neleri gösterdiğini açıklıyor.

AİLE HAYATININ KALBİ

“Çift arasında veya çocuklardan biriyle kurulan ikili diyaloglar ailede çoktur. Buna karşılık yemek hep beraber buluşabileceğimiz bir zamandır. Sofrada beraber olmak aile hayatının mimarıdır. Nasıl âşık çiftler romantik akşam yemeklerinde buluşurlarsa, aile de kendini yemek etrafında inşa eder. Anneye mutfak alışverişinin bazen zor gelmesinin arkasında göründüğünden daha önemli bir sebep bulunur. Anne, aile bireylerinin her birinin zevk ve arzularını düşünerek, sağlık durumlarını da göz önünde tutarak, aile hayatının kalbini temsil eden bu anı yaratmaya başlar.”

HERKESİN TARİFİ FARKLI

“Kişisel mutluluğun mutlak değer olduğu bir toplumda, eylemlerde de kişiselleşme söz konusu olur. Herkes kendi zevklerini, saatlerini ve yerlerini öne çıkarma eğilimindedir. Eskiye göre daha bağımsız olan kadınlar, yemekleri hazırlamakla daha az zaman geçiriyorlar ve besleyici anne rolüne indirgenmek istemiyorlar. Bununla birlikte, ne kadar bağımsızlaşma varsa o kadar da ailenin birleşme anlarına yatırım yapılır. Bu bir cumartesi akşamı veya pazar sabahı olabilir. Bazı aileler için, yemek hazır alınmış olsa bile, önemli olan beraber yemektir. Diğerleri ise ailesel tarihi olan bir tarifin hazırlanmasıyla mutfağa zaman ayıran bir aile bireyini öne çıkarır. Bu eylemlerin çeşitliliği yeni kavramlardır. ‘Aile olmak’ için herkesin kendi tarifi ve ritüeli vardır. Önemli olan beraber yenilen yemek sayısı değil, yakınlık, ambiyans ve aynı düşünceleri paylaşma hissidir. Örneğin ikinci evlilikle yeniden yapılanan ailelerde çok sık olmayan ve sembolik olarak çok anlam yüklü bu ortak yemeğe karşı beklenti çok büyüktür.”

TELEVİZYON HÂKİMİYETİ

“Yemekler bazen uzun sürer. Yüz yüze, göz göze durulan fazla yakın bir konumdur. Bu yakından sohbet zorunluluğu bazen şiddetli olabilir, özellikle bağımsız bir şekilde kendilerini inşa etmek için aile masasından kaçma isteğini sık sık duyan ergenler açısından. Televizyon bir ölçüde bu kolektif baskıdan kaçmayı ve sohbeti zenginleştirmeyi sağlar. Bazen bir film önünde yemek yemek de durumu hafifletebilir. Problem, televizyon bütün hâkimiyeti ele geçirdiğinde başlar. Sesi gittikçe daha çok açılır, sandalyeler ona göre konumlanır… Bu sıklıkla çocuklar evden ayrıldıktan sonraki dönemde olur, ekran çocukların yokluğunun getirdiği boşluğu saklar. Bu alışkanlığın yerleşmesine izin verildiğinde, geri dönmek çok zordur.”

MASALARIN YILDIZLARI ÇOCUKLAR

“50 sene önce, çocukların neredeyse sofrada konuşma hakkı yoktu, günümüzdeyse bu durum tamamen zıt yönde. Çocuk konuşmaya başlar başlamaz başrole geçiriliyor ve mutlak yıldıza dönüşüyor. Böylece kendi karakterini keşfetme imkânına da sahip oluyor. Herkesin güldüğü sakar, komik, yalancı veya geveze… Aile yemekleri küçük birer tiyatro sahneleridir. Rol oyununda herkes karakterini ortaya koyarken, kendilerini bastırılmış hisseden ve ‘Bir kelime de ben edebilecek miyim?’ diye düşünen çekingenler için bu neşeli masalar oldukça acımasız olabilir.”

SORGU DEĞİL SOHBET

“Masada sohbet etmek, sorguya dönüşmemesi koşuluyla önemli bir rol oynamaktadır. Aile yemekleri sırasında, ebeveynlerin yapılmamış ödevler, disiplin problemleri veya şüpheyle yaklaşılan ‘Okul nasıl geçti?’ sorusu gibi masaya sinirleri geren konuları getirmeye kalkıştıklarını gözlemledim. Konuşmak, sofrada olmanın çağrıştırdığı biraz geriye dönük, hep beraber iyi hissedilen, neredeyse fetal iyilik halini hatırlatan yumuşak zarfı bazen kırabilir. Beraber yemek yemenin paylaşılan bir mutluluk anı olabilmesi için yemek sakin sözlerle beslendiğimiz sade bir an olmalıdır.”

 

 

Kaynak: http://www.psychologies.com.tr/aile-yemekleri-kucuk-tiyatro-sahneleridir/

Görüntülenme Sayısı:
582
Kategoriler:
Aile & Çocuk

Yorumlar yapılamaz.