Geleceğe Dönüş’teki Hayaller Ne Kadar Gerçek Oldu?

Geleceğe Dönüş'teki Hayallerimizi Gerçekleştirebildik Mi?

Michael J. Fox’un canlandırdığı Marty McFly karakteri 1980 yılından, enerjinin kolay ve ucuz olduğu bir geleceğe yolculuk yapmıştı.

1989 tarihli filmin düşlediği gelecek kimi yönleriyle gerçeğe dönüştü. 

Bazılarımıza dün gibi gelebilir ama Geleceğe Dönüş II filminin gösterime girmesinin üzerinden 26 yıl geçti. Marty McFly’in, DeLorean zaman makinesinde Doktor Brown ile birlikte yola çıktığı gelecek 21 Ekim 2015’ti.

Şimdi hepimiz onlara yetiştik. Hatta filmin kurguladığı tekneloji de bazı açılardan onları yakaladı. Bunlardan biri uçan kaykay. Hala emekleme aşamasında olabilir ama üretici şirket bu önemli günü kutlamak için daha üst bir modeli piyasaya çıkardı. Bu bilimkurgu-komedi üçlemesinin etkisini konu alan Back in Time belgeselinin ilk gösterimi de online olarak izlenebiliyor.

Hollywood’un 2015 vizyonuna ucuz ve kolay enerji hakimdi. Bu durum hala gerçeklikten uzak ama hedefi bulmuş birkaç şey de yok değil.

1. Uçan Kaykay

Bugünün uçan kaykayları henüz daha Michael J. Fox’un canlandırdığı karakterin filmde kullandığı kadar rahat ilerlemiyor. Ancak Kaliforniya, Los Gatos merkezli Arx Pax, manyetizma sayesinde çalışan Hendo’dan umutlu.

Eski profesyonel kaykaycı Tony Hawk’ın katkıda bulunduğu yeni model ilk modele kıyasla tekerlekli olanlara daha yakın sayılır. (Hawk hayali kurulan uçan kaykayın gelişini müjdeleyen, yıldızların rol aldığı izleme rekoru kıran bir videoda yer almış ama daha sonra bunun online komedi video web sitesi Funny or Die tarafından düzenlenen bir şaka olduğu açıklanmıştı).

Film için hayal ürünü bir uçan kaykay canlandıran senaryo yazarı Bob Gale, kaykayın gerçeğini denemiş. “Hendo’yu kullanmak tek kelimeyle muhteşemdi, çünkü 1989’da yaratmaya çalıştığımız bir şeyi somutlaştırıyordu,” diyor Gale.

Aracın mucidi Greg Henderson, gerçek yeniliğin tüm ilgileri üzerine çeken uçan kaykay değil, patenti kendisine ait Magnetic Field Architecture (Manyetik Alan Mimarisi) teknolojisi olduğunu söylüyor. Bu teknolojinin, enerji tüketimini düşürüp felaket önleme esnekliğini güçlendirecek potansiyele sahip olduğunu belirtiyor. Bu yeni manyetizmaya yaklaşımının, “bir nesneyi yerden kaldırmanın ve sürtünmenin üstesinden gelmenin en kolay ve etkili yolu” olduğunu söylüyor.

Sürtünme yeryüzünün en fazla enerji tüketen kuvveti. Yakıt deposuna konulan benzinin yüzde 30’a kadarı sürtünme kuvveti tarafından kullanılıyor.

2. Uçan Araba

“Yol mu? Gittiğimiz yerde yola ihtiyaç yok,” der Doktor Brown Geleceğe Dönüş’ün ünlü sahnesinde.

İnsanlık, her gün giderek biraz daha tıkanan otoyollar ve yan yollara bağlı yaşamaya devam ediyor ne yazık ki.

Pennsylvania Eyalet Üniversitesi doçentlerinden uzay mühendisi Jack Langelaan, yol ve hava taşımacılığı için gerekli mühendisliğin birbirinden tamamen farklı olması nedeniyle uçan araba teknolojisinin yavaş ilerleyişine şaşmamak gerektiğini belirtiyor. “‘Uçan araba’ bir hibrit olduğu için, buradaki tehlike hem kötü bir araba hem de kötü bir uçak niteliğinde bir araç ortaya çıkması,” diyor.

Langelaan 2011 yılında Google sponsorluğunda NASA tarafından düzenlenen bir yarışmayı kazanan ekip içinde yer alıyor. Bu birinciliği, elektrikle çalışan dört kişilik bir uçak tasarlayıp, bir litrede yolcu bazında 180 kilometre ortalama yakıt verimliliğinde, saatte 172 kilometre hızla 322 kilometre uçurmayı başararak elde etmişlerdi.

Uçan araba yarışının liderlerinden Terrafugia’nın kurucu ortağı ve genel müdürü Carl Dietrich, şirketin nihai amacının herkesin kullanabileceği bir otomasyon olduğunu söylüyor.

“Bence bu kişisel özgürlüğün nihai anlamda cisimleşmiş hali,” diyor Dietrich. “Arabanın bu kadar popüler olmasının nedeni bu. Bir sonraki aşama uçan araba. Elde edene kadar hayalini kuracağız.”


Hollandalı bir şirket tarafından geliştirilen otomatik benzin doldurma robotu TankPitstop. ABD’de ise Husky tarafından icat edilen el değmeden benzin dolduran robotik yakıt sistemi geliştiriliyor. [Fotoğraf: Michel Porro, Getty]
3. Otomatik Benzin Doldurma

Arabalar epey uzun bir süre daha yerde kalacak gibi görünüyor ama Marty McFly’ı hayran eden gelişmelerin biri 2015’te gerçek olabilir.

Yakıt tabancası ve aksesuarları üretimi öncülerinden Husky tarafından çıkarılan bir robotik yakıt sistemi bu yıl içinda ABD’nin Ortabatısında görücüye çıkacak. Bu yakıt pompası, filmdeki uçan araba benzin istasyonlarındakiler gibi konuşmuyor ya da arabanın etrafında dolaşıp sistem kontrolü yapmıyor. Ama minik bir esnek yakıt memesi uzayıp arabanın benzin deposunu açıyor ve böylece el değmeden benzin doldurma olanağı veriyor.

Missouri, Pasifik merkezli 66 yıllık Husky firması, bu ürünü yaratmak için Stokholm merkezli genç Fuelmatics Systems şirketiyle işbirliği yapmış. Ürün geçtiğimiz yıl National Association of Convenience Stores fuarında tanıtılmıştı.

Husky’nin Youtube’a koyduğu bir tanıtım videosunda Fuelmatics kurucusu ve genel müdürü Sten Corfitsen, robotik benzin doldurma sisteminin büyük rahatlık olduğunu söylüyor. “Temiz. Kirli pompayı ellemek zorunda kalmıyorsunuz,” diyor. Geceleri daha güvenli. Arabadan dışarı çıkmak istemeyebilirsiniz.”

4. Çöpten Yakıt

Geleceğe Dönüş’te, Doktor Brown DeLorean zaman makinesini muz kabuğu, artık bira ve çöplükten topladığı Pepsi ile çalıştırıyor. “Mr. Fusion” adlı ev tipi enerji reaktörünün de yardımı var elbette.

Güneş enerjisini dönüştüren bu tip bir nükleer reaksiyonun evde kullanılması yakında olacak bir şey değil. Bilim insanları, gelişkin laboratuvarlarda yüksek potansiyelli karbonsuz füzyon ateşlemede zorluk yaşıyorlar.

ABD Enerji Bakanlığı Ulusal Yenilenebilir Enerji Laboratuvarı uzman analistlerinden Kristi Moriarty, çöpü metan yakıta dönüştürme teknolojisinin 30 yıldır var olduğunu söylüyor. Buna anaerobik sindirim yani organik malzemenin mikroorganizmalar tarafından oksijensiz ortamda parçalanması adı veriliyor.

Avrupa’nın en önemli tarım merkezlerinden biri olan İsveç’deki Kristianstad, domuz ürünlerinden elde edilen atıklar, evlerdeki yemek artıkları ve başka atıklardan “biyogaz” üretiyor. Belediye bu yakıtı, elektrik ve ısı üretmekte, çöp arabalarına ve otobüslere yakıt sağlamakta kullanılıyor. Bu da yılda 7 milyon litrelik dizel yakıta karşılık geliyor.

ABD’de, Kaliforniya’daki Altamont çöplüğündeki atıklar sıvı doğal gaza çevriliyor ve bölgedeki 300 çöp arabasının 49.210 litrelik günlük benzinini karşılıyor.

Moriarty, şehir-atığından-şehir-yakıtı döngüsünün biyogaz işlemine verimlilik getirdiği için anlamlı olduğunu ama hala görece pahalı olması nedeniyle geniş çaplı kullanılmadığını söylüyor.

Ancak gelişmekte olan dünyanın birçok bölgesinde çöpten enerji elde etmek ekonomik açıdan anlamlı. Moriarty ve meslektaşları, Endonezya Muaro Jambi’de planlanan palmiye yağının işlenmesinden ortaya çıkan atığı biyogaza dönüştürme projesinin kârlı bir yatırım olduğunu ortaya koymuşlar örneğin. Köylülerin ve pahalı, kirli dizel jeneratörlerinin enerji elde etmek için yakıta ihtiyacı var. Elinde parçalanabilir atık bulunan enerji açısından bu kadar fakir toplumlarda biyogaz “gerçekten kârlı” diyor Moriarty.

Doktor Brown bile bilimsel olasılıklar için bu kadar heyecan yaratamazdı. 2015’in gerçek enerji mucitlerinin, zamanda yolculuğu sıradan kılacak hedefleri var.

Christina Nunez makaleye katkıda bulunmuştur.

 

 

Kaynak: http://www.nationalgeographic.com.tr/makale/kesfet/gelecege-donusteki-hayallerimizi-gerceklestirebildik-mi/2623

Görüntülenme Sayısı:
478
Kategoriler:
Bilim · National Geo

Yorumlar yapılamaz.