HİPER BAĞLANTI ÇAĞI

En sevdiğimiz sosyal ağlara, uygulamalara ve alışveriş sitelerine bağlı telefonlarımız vazgeçilmez uzuvlarımız haline geldi ve bizi hiper bağlantı çağına doğru sürüklüyor. Peki, gerçekten dikkatli olmamız gerekiyor mu?

Her sohbetimizde varlar ve bütün problemlerimizin kaynağı gibi görünüyorlar: İşteki stresin, tatildeki meşgul zihinlerin, evde çocuklarla tartışmaların, yoldaki trafik kazalarının… Her şey “ekranların suçu” haline geldi. Basında yer alan, “Sosyal medya uzmanı uyardı: Facebook’ta geçirilen zaman arttıkça…”, “Sosyal medyanın etkisi uyuşturucuların etkilerine benzer mi?”, “48 milyon bağımlı var… Çarpıcı istatistikler” gibi haberler durumun ciddiyetini gösteriyor. Soğuk su dolu tencerede, suyun ısındığını fark etmeyen ve kendini haşlanmaya bırakan kurbağalar gibiyiz. Ekranların hayatımızı nereye kadar istila edebileceğini kestiremeden hiper bağlantı çağına girdik bile.

Türkiye’de evlerin %83,8’inde internet erişimi bulunuyor. Kişiler hem bürokratik işlemlerini hem de alışverişlerini internet üzerinden gerçekleştirmeye alıştı. Örneğin e-devlet kullananların oranı %45,6; alışveriş yapanların ise %29,3. Dijital pazarlama ajansı We Are Social ve Hootsuite’in beraber hazırladığı Global Digital Report 2018, Türklerin %63 oranla aktif sosyal medya kullanıcısı olduğunu gösteriyor. Sürelere gelirsek: Türkler internette günde yedi saat geçiriyor, sosyal medyada ise iki saat 48 dakika. Televizyon, film ve video görüntüleme platformlarında ortalama iki saat 44 dakika, müzik ise yine günde bir saat 22 dakika.

 

Yazının devamı için Psychologies.com.tr 

Yorumlar yapılamaz.