JEN’İN FİT YAŞAMININ SIRLARI

Gündelik hayat tarzını ve sağlıklı yaşamla olan inişli çıkışlı ilişkini düzeltmen için WH Amerika Fitness Direktörü Jen Ator sana ilham vermeye hazır.

Sürekli fit hayat tarzından bahsediyoruz. Ama bunu gerçek anlamda hayata geçirmekte çoğumuz zorlanıyoruz. Yoğun iş dönemleri, PMS günleri, seyahatler ve sosyal hayat derken ipin ucu sık sık kaçıyor, motivasyonumuz düşüyor ve tekrar başa sarıyoruz. Peki, başaranlar nasıl başarıyor? İşte kendimize bunu sorduk ve beğeniyle takip ettiğimiz son derece fit bir kadının, Jen Ator’ın sırlarını öğrendik. Onun egzersiz, beslenme ve diğer alışkanlıklarından ilham alarak kendi yaşam tarzını yeniden gözden geçirmeye ne dersin? Şimdi söz Jen’de…

07.00- “Ofise gitmeden önce ufak bir koşu seansı enerjimi yükseltiyor.”

Women’s Health dergisinde Fitness Direktörü olarak sekizinci yılımı doldururken, egzersiz ve sağlıklı beslenmeyle ilgili olarak insanlarla binlerce defa sohbet etmişimdir. Genel olarak bu sohbetlerin hepsi de şu tarz sorularla başlar: Yeni moda X diyeti hakkında ne düşünüyorsun? Şu butik spor salonu yeni trend mi olacak? Senin gizli sırların neler? Herkes aynı sihirli cevabı bekliyor ama ben hep aynı yanıtı veriyorum: Gerçekten değişebilmek için önce düşünce sistemini değiştirmelisin.

Dur, hemen gözlerini devirme. Biliyorum fazlasıyla basit ve klişe bir cevap gibi duruyor ama önce lütfen dinle. Yaptığım o binlerce sohbette, “fit ve sağlıklı” olmanın çok karikatür bir imge olduğunu fark ettim. Kendimden örnek verecek olursam, insanlar beni gün ortasında birden Superman’e dönüşen Clark Kent gibi görüyorlar. Evet, bazen hızlıca taytımı giyip çıkardığım zamanlar oluyor ve ben de kendimi Clark ile özdeşleştirebiliyorum. Ama insanlara her gün egzersiz yapmadığımı söylediğimde (normalde haftada üç veya dört defa yaparım) şok geçiriyorlar. Üstüne bir de kalori saymadığımı ekleyince, durumuma gerçekten inanamıyorlar. Kafalarındaki fit ve sağlıklı süper kahraman imgesini baltalıyormuşum gibi hissediyorum.

10.00- ” Uzun ve yoğun tempolu bir gün beni bekliyorsa, bu, küçük “sağlıklı yaşam anları”nı günüme eklemem gerektiği anlamına geliyor. Asansör yerine merdiven çıkmak veya arındırıcı bir smoothie yudumlamak gibi…”

Çoğu kadın konu beslenme ve egzersiz olunca, ya hep ya hiç felsefesini benimsiyor. Hemen sonuç görmek istedikleri için her gün spor salonuna giderek, tüm “kötü” gıdaları çöpe atarak ve aldıkları her bir kaloriyi not ederek yaşamaya çalışıyor. Böyle yaparak doğrudan süper kahraman statüsüne geçmek istiyor. Sonuç ne oluyor dersin? Aslına bakarsan herkes bir ay boyunca çok katı bir egzersiz ve diyet programı uygulayarak birkaç kilo verebilir. Ama bilimsel çalışmalar bunun zihinsel ve fiziksel olarak sağlıklı olmadığını gösteriyor. Bu tarz katı bir program esnasında mutlaka bir yerde film kopar. Birkaç defa spor salonuna gidemediğinde veya bir oturuşta kendini kaybedip bir kutu dondurma yediğinde, işler sarpa sarmaya başlar. Tek ufak hata bile kişi tarafından büyük bir başarısızlık olarak algılanır ve “sağlıklı yaşam” şalterini indirip tekrar başa dönmesine neden olur. Hezimet diye buna derim!

Sadece şunu söylemeye çalışıyorum: Egzersiz ve sağlıklı beslenmeyle arandaki ilişki bu kadar inişli çıkışlı olmak zorunda değil. Hatta beslenmeye daha esnek yaklaşanlar –örneğin ara sıra tatlı yiyenler veya daha rahat bir beslenme tarzını benimseyenler– kesin kuralları olan kişilere göre daha iyi kilo verme istatistiklerine sahip (International Journal of Obesity dergisinde yayımlanan bir araştırma beni bu konuda destekliyor). Diğer yandan egzersizi hayat tarzı olarak benimseyenler, sadece fiziksel görünümünü değiştirmek için spor yapanlara göre daha fit bir görünüme sahip oluyor.

11.30- “Hemen egzersiz kıyafetlerimi giyiyorum. Facebook sayfamda canlı yayınlanan antrenman seansıma hazırım.”

Ben hayatım boyunca hareketli biri oldum. Okul çağlarımda bir sürü spor dalıyla ilgilendim; üniversitedeyken okulun lakros takımında oynadım, sonraki dönemlerde de birçok fitness hedefimi gerçekleştirdim. Fit hayat tarzı benim bir parçam. Elbette büyük bir parça ama yine de hayatımın sadece bir kısmını oluşturuyor. Bir tarafım hâlâ şampanya ve çikolatayı (üstelik bitter olanlarını değil) seviyor. Başka bir tarafım da saatlerce koltukta yayılıp dizi izlemeyi veya birazcık daha fazla uyuyabilmek için o günkü antrenmanı iptal etmeyi tercih ediyor. Benim sağlıklı yaşama yaklaşımım kesin yasakları reddederek, dengeyi ve sürekliliği benimsemek üzerine kurulu. The Fitness Fix adlı kitabımda da bahsettiğim bu hayat tarzı, beni motive ederek fit kalmamı ve en önemlisi de hayatımın her yönünden keyif almamı sağlıyor.

Çok mu basit? Kesinlikle evet. Ama kalıcı sonuçlar için yapabileceğin en büyük değişiklik inan sadece bundan ibaret. Bundan farklı bir “sihirli hap” olmadığını sana garanti edebilirim.

13.30-  “Öğle yemeğimi masamda çalışırken yiyorum.”

15.30-” Ofisteki buzdolabını gün ortasında atıştırabileceğim pratik ve sağlıklı ara öğünlerle dolduruyorum.”

20.30- “Bir kadeh şarap eşliğinde rahatlama zamanı.”

 

Jen Ator’ın The Women’s Health Fitness Fix* kitabı, daha fazla sağlıklı alışkanlık edinmeni sağlayacak öneriler ve 35’i aşkın egzersiz planı içeriyor. ($18,99; amazon.com)

*WH Amerika’nın da yayıncısı olan Rodale Yayınları tarafından yayımlanmıştır.

 

 

Kaynak: http://www.womenshealth.com.tr/jenin-fit-yasaminin-sirlarini-ogrenmeye-hazir-misin/

Görüntülenme Sayısı:
502

Yorumlar yapılamaz.