POZİTİF YAŞAMA YOL AÇIN

1990’lı yıllarda uygulanmaya başlanan tedavi yöntemleri sayesinde ölümcül hastalıklar listesinden çıkarılan HIV, artık yaşam boyu kontrol altında tutulabilen kronik bir hastalık. Fakat hastaların baş etmek zorunda kaldığı toplumsal önyargılar ve hak ihlalleri halen devam ediyor. Dünya Sağlık Örgütü ve UNAIDS (Birleşmiş Milletler HIV/AIDS Ortak Programı) verilerine göre,dünyada yaklaşık 37 milyon kişi HIV virüsü ile yaşıyor. Geçen sene 1 Aralık Dünya AIDS Günü’n de Sağlık Bakanlığı tarafından açıklanan verilere göre, 1985 yılından itibaren Türkiye’de HIV ile enfekte olduğunu öğrenen 16 bin 644 kişi bulunuyor. Araştırmalara göre HIV açısından en önemli artış, ülkemizin de dahil olduğu Doğu Akdeniz ve Avrupa ülkelerinde görülüyor. Ancak toplum olarak hâlâ HIV/AIDS ile ilgili yeterli bilgiye sahip değiliz. Hacettepe Üniversitesi ve Başkent Üniversitesi’nin hazırlamış olduğu HIV/AIDS farkındalık araştırması, Türkiye’de yaşayan bireylerin yüzde 77’sinin enfeksiyona dair herhangi bir bilgiye sahip olmadığını gösteriyor. Türkiye’de sosyal güvence sistemine dahil olan herkes ücretsiz tanı ve tedavi hizmetlerine erişim sağlayabiliyor. HIV ile yaşayan bireylerin temel sağlık hizmetlerine erişimde en sık karşılaştığı sorun ise enfeksiyon tedavisi dışında diğer branşlardan hizmet almak. Özellikle cerrahi branşlarda, HIV ile yaşayan bireylerin tedaviye erişimi sağlık hizmet sunucuları tarafından engellenebiliyor.Pozitif Yaşam Derneği Genel Koordinatörü Canberk Noyan Harmancı, “Farkındalık çalışmaları yalnızca toplumun enfeksiyondan korunması için gerekli olmayıp, HIV ile yaşayan bireylerin ayrımcılıkla karşılaşmadan tüm sağlık hizmetlerinden yararlanabilmeleri için gereklidir” diyor. 1990’lı yıllarda uygulanmaya başlanan tedavilerle birlikte Dünya Sağlık Örgütü tarafından ölümcül hastalıklar listesinden çıkarılan HIV; tansiyon ve şeker hastalığı gibi yaşam boyu kontrol altında tutulabilen kronik hastalıklar kategorisine girdi. AIDS ise yaygın düşüncenin aksine başlı başına bir hastalık değil, HIV enfeksiyonunun ileri evresidir. HIV virüsüyle enfekte olan kişi 10-12 sene içerisinde tedavi edilmezse, bağışıklık sistemi kendini savunamamaya başlar.Yani, HIV enfeksiyonu olan her kişi AIDS evresinde değildir ve tedavi olduğu sürece bu evreye de geçmez. Türkiye’de yaşayan bireylerin HIV ve AIDS’e dair bilgilerinin kaynağı genellikle medya yayınları ve popüler kültür ürünleri oluyor. Harmancı, “Bugün HIV tanısı alan bir birey, sahip olduğu önyargıların doğrudan öznesi oluyor. Şok ve yas sürecine giren bireyler, tanı travmasının tetiklediği depresyonla mücadele etmeye başlıyorlar” diyor. HIV enfeksiyonu olan birey, tanıyı aldıktan sonra çaresizlik, yoğun utanç duygusu ve ölüm korkusu yaşıyor. Harmancı, kişilerin tanıya ilk tepki olarak eşlerinden veya işlerinden ayrılmak, kendilerini sosyal çevrelerinden izole etmek, cinsel yaşamlarını tamamen durdurmak gibi tüm hayatlarını etkileyecek kararlar alabildiğini belirtiyor. Yazının devamı Psychologies.com.tr adresimizde.
Görüntülenme Sayısı:
448

Yorumlar yapılamaz.